Ah Güzel İstanbul
Gösterim Tarihi: 13.08.2023 Pazar 21.00
Yönetmen: Atıf Yılmaz Batıbeki
Senaryo: Safa Önal, Ayşe Şasa
Oyuncular: Sadri Alışık, Ayla Algan, Feridun Çölgeçen, Diclehan Baban, Danyal Topatan, İhsan Yüce, Handan Adalı
Türkiye / 1966 / 97 dk. / Siyah Beyaz / Türkçe
Haşmet İbriktaroğlu İstanbul’un köklü ailelerinden birine mensup; çalışmayı sevmediği ve çağına uyum sağlamayı da reddettiği için ailenin servetini zaman içinde tüketmiş, bir zamanlar ailesine ait olan yalının bahçesinde bir gecekonduda yaşamakta, seyyar fotoğrafçılık yaparak geçinmektedir. Bir gün, artist olma hayaliyle evinden kaçan Ayşe ile tanışır. Ayşe’nin boş bir vaatle kandırıldığını ve kalacağı pansiyonun aslında genelev olduğunu öğrendiği zaman ona acıyarak yardım etmeye karar verir ve evini açar. Haşmet, şöhret olma ısrarından vazgeçmeyen Ayşe’yi mutlu etmeyi öyle ister ki söylediğinde dikkat çekmesini sağlayacak bir şarkı yazar. Hatta dış dünyadan özenle koruduğu alaturka bohem hayatından vazgeçip bankada memur olmayı bile göze alır. Ancak Ayşe istediği şöhreti elde edip kaybetmeden, Haşmet’in onu İstanbul’u, kendi İstanbul’unu sever gibi sevdiğini anlamayacaktır.
Haşmet varlıklı bir aileden geldiği ve rahatlık içinde büyüdüğünden gözü tok, iyi eğitimli ve kültürlü iken Ayşe çok çocuklu yoksul bir işçi ailesinden geldiği için rahat bir hayatın özlemini duymaktadır. İstanbul’un aldığı göç dalgasında tek bir damla, “bir küçük cezve”dir Ayşe. Filmde yoksulluk ve göç modernleşme çerçevesinde; doğu-batı karşıtlığı ise alaturka-alafranga ikiliği üzerinden doğrudan söylenmeden anlatılır. Öte yandan bu filmde İstanbul, Ayça Çiftçi’nin dediği gibi “Kendisiyle mücadele edilen değil, onun için mücadele edilen bir kenttir” ve Haşmet’in Ayşe’ye sevgisi, İstanbul’a sevgisine benzer. Yine de “dünyada her zaman inanılacak sağlam şeyler” bulunabilir mi sahiden?